:::...-WWW.FRUM.YETKİNFORUM.COM-...:::
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
:::...-WWW.FRUM.YETKİNFORUM.COM-...:::

...:::-İYİ PAYLAŞIMLAR-:::...
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 TÜRKÇE-EDEBİYAT

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 159
Kayıt tarihi : 27/11/08
Yaş : 29
Nerden : ANKARA/DİKMEN

TÜRKÇE-EDEBİYAT Empty
MesajKonu: TÜRKÇE-EDEBİYAT   TÜRKÇE-EDEBİYAT EmptyPaz Kas. 30, 2008 1:38 pm

ANLATIM BOZUKLUKLARI
A) Sözcük düzeyinde anlatım bozuklukları

1-Gereksiz sözcük kullanımı;
Cümleden çıkartıldığında anlamın daralmasına yol açmayan süzcüklerdir.
Örnekler:
• Mecburen karakola gitmek zorunda kaldım.

• Derneğimize karşılıksız bağış yaptılar.

• Son yazdığı romanına isim bulmakta bir hayli zorlanmış.

• Uçak, alçalarak havaalanına başarılı bir iniş yaptı.

• Araba şu anda yola çıkmak üzere.

• Tatile ailesi ile birlikte çıkacaktı.

• Vakfımıza karşılıksız bağışta bulundular.

• Verilen vaatlerin hiçbiri yerine getirilmedi.

• Gitmeden önce bir daha ara.

• Otobüs şu anda yola çıkmak üzere.
2- Birbiriyle karştırılan sözcükler;
Kimi sözcükler yazılışları birbirine yakın olduğu için karştırılır. Bu süzcükler genellikle aynı kökten gelir.
Örnekler:
• Bu kadar çekimser olmana gerek yok; aralarına katıl, girişken ol.
• Bu kadar çekingen olmana gerek yok; aralarına katıl, girişken ol.

• Bunca yağmura karşılık barajlarda yeterince su birikmemiş.
• Bunca yağmura karşın barajlarda yeterince su birikmemiş.

• Bu iki olay arasındaki ayrıntıyı kimse hesaba katmıyor.
• Bu iki olay arasındaki ayrımı kimse hesaba katmıyor.

• Ahmet Bey, saygılı kişiliğiyle çevresine örnek olmuştu.
• Ahmet Bey, saygın kişiliğiyle çevresine örnek olmuştu.

• Bu eski makineler artık işlemlerini yerine getiremiyor.
• Bu eski makineler artık işlevlerini yerine getiremiyor.

• Mahalleler birbirine yaklaşık olarak kurulmuştu.
• Mahalleler birbirine yakın olarak kurulmuştu.

• Almanya'dan öğretim durumumu gösteren bir belge istiyorlar.
• Almanya'dan öğrenim durumumu gösteren bir belge istiyorlar.

• Başkanın konuşması bütün ülkede olumlu tepkiler yarattı.
• Başkanın konuşması bütün ülkede olumlu etki yarattı.

• Çekimserliği yüzünden hiç hakkını arayamaz.
• Çekingenliği yüzünden hiç hakkını arayamaz.

• Çocuğun bütün vücudunu büyük büyük yaralar kapsamıştı.
• Çocuğun bütün vücudunu büyük büyük yaralar kaplamıştı.
3- Gereksiz yardımcı eylem kullanımı;
Etmek, olmak, eylemek, kılmak” gibi yardımcı eylemlerin görevi; kendisinden önce gelen isim soylu sözcüğü yüklemleştirmek, ona iş, oluş, hareket ve kılış anlamları katmaktır. İsim soylu sözcük, bir ekle aynı anlamı verecekse; yardımcı eylemin kullanımı gereksizdir.
Örnekler:
• Sanırım ondan kuşku ettiğimizi anladı.
• Sanırım ondan kuşkulandığımızı anladı.

• Bizi arayacağını umut etmiştim.
• Bizi arayacağını ummuştum.

• Hükümet, çözülecek olan sorunları bir bir ele aldı.
• Hükümet, çözülecek sorunları bir bir ele aldı.

• Hasta olduğum için gelemedim.
• Hastalandığım için gelemedim.

• Yaşlı olmak çok zor bir durumdur.
• Yaşlanmak çok zor bir durumdur.

• Bizi arayacağını umut etmiştim.
• Bizi arayacağını ummuştum.

• Yavrulama yapan kediler kobay olarak kullanıldı.
• Yavrulalayan kediler kobay olarak kullanıldı.

• Stüdyomuza gelme isteğinde bulunanlar.
• Stüdyomuza gelmek isteyenler bulunanlar.

• Burada bekleme yapılmaz.
• Burada beklenmez.

• Son günlerin en çok istek alan parçası yine bir numarada.
• Son günlerin en çok istenen parçası yine bir numarada.
4- Yanlış anlamda kullanılan sözcükler;
Kimi sözcükler kelimenin anlam inceliğine dikkat etmeden kullanılabilir. Bir sözcüğün uygun olan yerde kullanılmaması onun yanlış anlamda kullanılmasına yol açar.
Örnekler:
• Ülkenin bunalıma girmesini sağlayan bu tür açıklamalardan kaçınmak gerekir.
• Ülkenin bunalıma girmesine neden olan bu tür açıklamalardan kaçınmak gerekir.

• Bu tür bilimsel çalışmalar, dilimizin zenginleşmesine neden olacak.
• Bu tür bilimsel çalışmalar, dilimizin zenginleşmesine katkıda bulunacak.

• Avukat, sanığın suçlu olduğunu savunuyor.
• Avukat, sanığın suçlu olduğunu öne sürüyor.

• Muhalefet partileri, enflasyonun üç haneli rakamlara yükseldiğini savundu.
• Muhalefet partileri, enflasyonun üç haneli rakamlara yükseldiğini öne sürdü.

• Hırsız, kadının kolundaki çantayı zorla çalıp kaçtı.
• Hırsız, kadının kolundaki çantayı zorla alıp kaçtı.

• Zor şartlar altında çalışan işçilerin sağlık durumları aksadı.
• Zor şartlar altında çalışan işçilerin sağlık durumları bozuldu.

• Bu tür tatbikatlarda ölüm şansı her zaman mevcut.
• Bu tür tatbikatlarda ölüm olasılığı her zaman mevcut.

• Bugün bir buzdolabının ücretiyle on yıl önce bir araba satın alınabilirdi.
• Bugün bir buzdolabının fiyatıyla on yıl önce bir araba satın alınabilirdi.


5- Yapıları bozuk sözcükler;
Dil bilgisi kurallarına uygun olarak yapılandırılmayan sözcükler anlatım bozukluğuna yol açar.
Örnekler:
• Bisiklet sürmesini bilmiyor.
• Bisiklet sürmeyi bilmiyor.

• Bu yazı kısa zamanda yerine ulaşılabilir.
• Bu yazı kısa zamanda yerine ulaşabilir.

• Konutlar daha sağlam yapılanabilirdi.
• Konutlar daha sağlam yapılabilirdi.

• Olay yapılan soruşturma sonucunda ortaya çıktı.
• Olay yapılan soruşturma sonu ortaya çıktı.

• Eti tuzlamasan böle kokturursun.
• Eti tuzlamasan böle kokar.

• Bayramınızı kutlular, ellerinizden öperim.
• Bayramınızı kutlar, ellerinizden öperim.

• Rahmetlik amcam bu günleri göremedi.
• Rahmetli amcam bu günleri göremedi

• Kendisini yakinen tanırım.
• Kendisini yakından tanırım.

• İki ülke arasındaki kardeşane ilişkiler geliştirilmelidir.
• İki ülke arasındaki kardeşçe ilişkiler geliştirilmelidir.

6- Anlamca çelişen sözlerin birlikte kullanılması;
Anlamca çelişen kimi sözcükler cümlede birlikte kullanılabilir bu kullanım anlatım bozukluğuna yol açar.
Örnekler:
• Kapının önünde tamı tamına üç beş nöbetçi vardı.
• Kapının önünde üç beş nöbetçi vardı.

• Milli Savunma Bakanı, kesinlikle askeri bir çözüme başvurulmayacağını umduğunu belirtti.
• Milli Savunma Bakanı, kesinlikle askeri bir çözüme başvurulmayacağını belirtti.

• Eminim ki bunca gürültü patırtı en çok onu üzmüş olsa gerek.
• Bunca gürültü patırtı en çok onu üzmüş olsa gerek.

• Onun önümüzdeki ay, ailesini mutlaka ziyaret edeceğini zannediyorum.
• Onun önümüzdeki ay, ailesini ziyaret edeceğini zannediyorum.

• Kuşkusuz bütün çalışmalarının ödülünü sonunda belki alacaksın.
• Kuşkusuz bütün çalışmalarının ödülünü sonunda alacaksın.

• Bu istek, hiç şüphesiz onun kulağına gitmiş olabilir.
• Bu istek, hiç onun kulağına gitmiş olabilir.

• Bundan aşağı yukarı on yıl önceydi.
• Bundan on yıl önceydi.

• Üç ayrı yerde başlayan yangında mutlaka kasıt ihtimali var diyorlar.
• Üç ayrı yerde başlayan yangında mutlaka kasıt var diyorlar.

• Aşağı yukarı tam beş yıldır görüşemiyoruz.
• Aşağı yukarı beş yıldır görüşemiyoruz.

• Kısmen de olsa kendimi ona karşı tamamen sorumlu hissediyorum.
• Kısmen de olsa kendimi ona karşı sorumlu hissediyorum.
7- Yanlış yerde kullanılan sözcükler;
Bir cümlede her sözcüğün yerli yerinde, başka bir deyişle her sözcüğün kullanılması gereken yerde olması gerekir. Yoksa ifade değişir, anlatılmak istenen tam söylenemez.
Örnekler:
• Ankara’da Kızılay’ın yapılan yeni binası görkemli olacak.
• Kızılay’ın Ankara’da yapılan yeni binası görkemli olacak.

• Okulu bitirince doktor olarak doğduğu kasabada çalışmaya başladı.
• Okulu bitirince doğduğu kasabada doktor olarak çalışmaya başladı.

• Yeni eve gelmiştim ki dışarıda bir kızıl kıyamet koptu.
• Eve yeni gelmiştim ki dışarıda bir kızıl kıyamet koptu.

• Meclis 298 oya karşılık 152 oyla erken seçim kararı aldı.
• Meclis 152 oya karşılık 298 oyla erken seçim kararı aldı.

• Eğitim, en etkili televizyonla verilir.
• En etkili eğitim, televizyonla verilir.

• Otobüs yoğun sis yüzünden karşıdan gelmekte olan kamyonla çarpıştı.
• Otobüs karşıdan gelmekte olan kamyonla yoğun sis yüzünden çarpıştı.

• Haberlerde tekrar tekrar yıkılan köprüleri izledim.
• Haberlerde yıkılan köprüleri tekrar tekrar izledim.

• Bütün gün bomboş evde oturdum.
• Bütün gün evde bomboş oturdum.

• İzinsiz inşaata girilmez.
• İnşaata izinsiz girilmez.


8- Tamlama yanlışları;
Ad ve sıfat tamlamalarında tamlama eklerinin yanlış kullanımı da anlatım bozukluğuna yol açar.
Örnekler:
• Kaza yerine birçok askeri ve polis aracı geldi.
• Kaza yerine birçok askeri araçla polis aracı geldi.

• Onun böyle işlerle uğraşmaya ne vakti vardı ne de zamanıdır.
• Onun böyle işlerle uğraşmaya ne vakti vardı ne de bunun zamanıdır.

• İhaleye birçok yerli ve yabancı firmalar katıldı.
• İhaleye birçok yerli ve yabancı firma katıldı.

• Bu önlemler ekonomik ve sağlık açısından olumlu sonuçlar verdi.
• Bu önlemler ekonomik açıdan ve sağlık açısından olumlu sonuçlar verdi.

• Komşulardan tümü benim bu durumuma acıdı.
• Komşuların tümü benim bu durumuma acıdı.

• Müdür, bina sorumlusu odaları birer birer kontrol ediyor.
• Müdür ve bina sorumlusu odaları birer birer kontrol ediyor.

• Size ne kadar sorularımız varsa sormalıyız.
• Size ne kadar sorumuz varsa sormalıyız.


• Çalışan ve ev kadınlarına kişisel gelişim seminerleri vereceğiz.
• Çalışan kadınlar ve ev kadınlarına kişisel gelişim seminerleri vereceğiz.

• Deprem bölgesine her türlü tıbbi ve yiyecek yardımı yapılacaktır.
• Deprem bölgesine her türlü tıbbi yardım ve yiyecek yardımı yapılacaktır.


B) Cümle düzeyindeki anlatım bozuklukları
1- Özne eksikliği yada yanlışlığı;
Özne, cümlenin temel ögelerindendir. Cümlede özne bulunmaması anlatım bozukluğuna neden olur. Daha çok ortak özneli cümlelerde özne -yüklem uyuşmazlığı olur. Kişi ve sayı bakımından ortaya çıkan bu uyuşmazlık cümlede özne eksikliği yaratır.
Örnekler:
• “Annemin sinirleri epeyce bozulmuş ve çok üzülmüştü.”
• “Annemin sinirleri epeyce bozulmuş ve annem çok üzülmüştü.”

• Bağıran çocuğa engel olunarak odadan çıkarıldı.
• Bağıran çocuğa engel olunarak çocuk, odadan çıkarıldı.

• Kitaptaki yanlışlar düzeltilecek ve ikinci baskıya girecek.
• Kitaptaki yanlışlar düzeltilecek ve kitap ikinci baskıya girecek.

• O resimlerinde pastel renkleri kullanmış, bu nedenle çok çabuk satılmış.
• O resimlerinde pastel renkleri kullanmış, bu nedenle resimleri çok çabuk satılmış.

• Soruyu çözemedi; çünkü çok zordu.
• Soruyu çözemedi; çünkü soru çok zordu.

• Elif’in dedesi Eliflere geldi, bu nedenle sokağa hiç çıkmadı.
• Elif’in dedesi Eliflere geldi, bu nedenle Elif sokağa hiç çıkmadı.

• Onların dizlerinin bağı çözülmüştü, bu nedenle artık yürüyemiyorlardı.
• Onların dizlerinin bağı çözülmüştü, bu nedenle onlar artık yürüyemiyorlardı.

• Arabanın lastiği patlayınca yavaşladı.
• Arabanın lastiği patlayınca araba yavaşladı.

• Çocuklar kediyi sevmek isteyince hemen oradan uzaklaştı.
• Çocuklar kediyi sevmek isteyince kedi hemen oradan uzaklaştı.




2- Yüklem eksikliği;
Yüklem eksikliği daha çok sıralı ve bağlı cümlelerde ortaya çıkar. Öge ortaklığı bulunan böyle cümlelerde tek yüklem kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
Örnekler:
• Çok az veya hiç çalışmadan sınava girdiler.
• Çok az çalışarak veya hiç çalışmadan sınava girdiler.

• İş konusunda ben onu, o da beni etkilemek istemez.
• İş konusunda ben onu etkilemek istemem, o da beni etkilemek istemez.

• Kasadaki adam bir yandan para, bir yandan da paket yapıyordu.
• Kasadaki adam bir yandan para alıyor, bir yandan da paket yapıyordu.

• Pikniğin bütün cefasını ben, sefasını o sürüyor.
• Pikniğin bütün cefasını ben çekiyorum, sefasını o sürüyor.

• Örgütün yasal ve yasal olmayan yollardan topladığı paralara el kondu.
• Örgütün yasal olan ve yasal olmayan yollardan topladığı paralara el kondu.

• Bugünkü nöbeti sen, yarınkini de Ali tutacak.
• Bugünkü nöbeti sen tutacaksın, yarınkini de Ali tutacak.

• Ne sen beni, ne de ben seni gördüm.
• Ne sen beni gördün, ne de ben seni gördüm.


3- Özne yüklem uyuşmazlığı;
İyi bir cümlede tekillik-çoğulluk, olumluluk-olumsuzluk ve şahıs bakımından özne ile yüklem arasında bir uyum olması gerekir. Eğer özne ile yüklem arasında bir uyum yoksa, anlatım bozukluğu olur.
Örnekler:
• Kardeşim bugün evde kalacak.

• Meyveler bu yıl geç çiçek açtı.

• Köpekler sabaha kadar havladı.

• Yürümekten ayaklarım ağrıdı.

• Aradan haftalar geçti.

• Hiçbiri anlatılanlara inanmıyor, kendi fikrinden ısrar ediyordu.

• Bu tür dergilerin sayısı azalıyor, okunmaz oluyor.

• Ellerim çok üşüdüler.

• Günler iyice uzuyorlar.

• Güzellikler giderek kayboluyorlar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://frum.yetkinforum.com
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 159
Kayıt tarihi : 27/11/08
Yaş : 29
Nerden : ANKARA/DİKMEN

TÜRKÇE-EDEBİYAT Empty
MesajKonu: Geri: TÜRKÇE-EDEBİYAT   TÜRKÇE-EDEBİYAT EmptyPaz Kas. 30, 2008 1:38 pm

4- Yüklemlerde çatı uyuşmazlığı;
Birbirine bağlı iki cümleden birinin eylemi etken diğerinin edilgen kullanımıdır.
Örnekler:
• Yönetim inandırıcı olmak istiyorsa(etken) , bu olayın aydınlatılmasına çalışmalıdır.( edilgen)

• Çok emek harcanıp az para kazanabilmiş.

• Bütün sorunlar halledilip öyle gidecekti.

• Bütün sahipsiz hayvanlar toplanıp şehir dışına götürecek.

• Sorular çok dikkatli okuyarak çözülsün.

• Bütün sorunlar halledilip öyle gidecekti.

• Bütün sahipsiz hayvanlar toplanıp şehir dışına götürecek.

• Sorular çok dikkatli okuyarak çözülsün.

• Çok emek harcanıp az para kazanabilmiş.
5- Ek fiil eksikliği;
Sıralı isim cümlelerinde ek fiilin kullanılmaması anlatım bozukluğu oluşturur.
Örnekler:
• Bakışları güzel; ama dostça değildi.
• Bakışları güzeldi; ama dostça değildi.

• Murat çok şişman, boyu da uzun değildi.
• Murat çok şişmandı, boyu da uzun değildi.

• O yaşlı şair geleneklere bağlı, ama yeniliklere kapalı değildi.
• O yaşlı şair geleneklere bağlıydı, ama yeniliklere kapalı değildi.

• Hava açık; ama sıcak değildi.
• Hava açıktı; ama sıcak değildi.

• Yaşı küçük, boyu uzun değildi.
• Yaşı küçüktü, boyu uzun değildi.

• Sanki onlar ayrı dünyadalar , ben ayrı dünyadayım.
• Sanki onlar ayrı dünyada , ben ayrı dünyadayım.

• Konuşmasında kararlıydı , fakat üslubu hoş değildi.
• Konuşmasında kararlı , fakat üslubu hoş değildi.

• Boyu kısa , vücudu da çok fazla iri değildi.
• Boyu kısaydı , vücudu da çok fazla iri değildi.

• Konuya hakimiyeti güzel , ancak konuşması etkileyici değildi.
• Konuya hakimiyeti güzeldi , ancak konuşması etkileyici değildi.

• Kız çok güzeldi , fakat nişanlısı yakışıklı değildi.
• Kız çok güzel , fakat nişanlısı yakışıklı değildi.
6- Tümleç eksikliği;
Genellikle sıralı cümlelerde tümleçlerin yanlış kullanımında görülür.
Örnekler:

• Alanya’yı çok sevmişti, dönmeyi düşünmüyordu.
• Alanya’yı çok sevmişti, Alanya’dan dönmeyi düşünmüyordu.

• Beni hiçbir zaman unutmadı, her zaman mektup yazdı.
• Beni hiçbir zaman unutmadı, her zaman bana mektup yazdı.

• Sana her konuda güveniyor ve yardım bekliyoruz.
• Sana her konuda güveniyor ve senden yardım bekliyoruz.

• Her zaman senin yanındayım, seni yalnız bırakmayacağım.
• Her zaman senin yanındayım, hiçbir zaman seni yalnız bırakmayacağım.



• Hiçbir zaman kendini düşünmedi, ailesinin mutluluğu için çalıştı.
• Hiçbir zaman kendini düşünmedi, her zaman ailesinin mutluluğu için çalıştı.

• Akşamları kitapçıya uğrar, saatlerce sohbet ederdi.
• Akşamları kitapçıya uğrar, saatlerce onunla sohbet ederdi.

• Arkadaşımın babası geldi, bir süre sohbet ettik.
• Arkadaşımın babası geldi, bir süre onunla sohbet ettik.

• Bu güçlüklere nasıl göğüs gerdi, nasıl başa çıktı?
• Bu güçlüklere nasıl göğüs gerdi, bu güçlüklerle nasıl başa çıktı?
7- Noktalama işaretlerinin yanlış kullanımı;
Noktalama imlerinin yerinde ve doğru kullanılmasından bir anlatım bozukluğu doğar.
Örnekler:
• Yabancı dükkandaki eşyaları beğenmedi.
• Yabancı, dükkandaki eşyaları beğenmedi.

• Bebekler için, ağlamak, açlık ve korku gibi durumların en doğal ve tek anlatım biçimidir.
• Bebekler için ağlamak, açlık ve korku gibi durumların en doğal ve tek anlatım biçimidir.

• Kadın şoförü şöyle bir süzdü.
• Kadın, şoförü şöyle bir süzdü.

• Misafir, odasına doğru yürüdü.
• Ahmet, misafir odasına doğru yürüdü.

• Genç sürücüye bir şeyler söyledi.
• Genç, sürücüye bir şeyler söyledi.

• Küçük ağacın arkasına saklanmıştı.
• Küçük , ağacın arkasına saklanmıştı.

• Hasta doktoru görünce heyecanlandı.
• Hasta , doktoru görünce heyecanlandı.

• O insanlar arasındaki anlaşmazlığı çözdü.
• O , insanlar arasındaki anlaşmazlığı çözdü.

• Yurdumuz üzerinde bulunan yağışlı havanın etkisinde kalacak.
• Yurdumuz , üzerinde bulunan yağışlı havanın etkisinde kalacak.
8- Zamirlerin yanlış ve eksik kullanımı;
Zamirlerin eksik yada yanlış kullanımı anlam belirsizliğine yol açar buda bir anlatım bozukluğudur.
Örnekler:
• Ehliyetini polis almış öyle mi?

• Bana ne söyleyeceğini biliyorum.

• Geleceğini ben biliyordum.

• Yarışmada birinci olduğuna sevindim.

• Bu yarışı kazanacağına kesin gözüyle bakıyor.
9- Deyimlerin yanlış kullanımı;
Deyimlerin yerinde ve anlam inceleğinde kullanılmayışı bir anlatım bozukluğudur.
Örnekler:
• Bir koyundan iki deri çıkmaz.
• Bir koyundan iki post çıkmaz.

• Haydi bakalım seç pirincin taşını.
• Haydi bakalım ayıkla pirincin taşını.


• Tüm itirazlara göz yummuştu.
• Tüm itirazlara kulak tıkamıştı.

• Benim verilmeyecek hiçbir hesabım yoktur; başım açıktır.
• Benim verilmeyecek hiçbir hesabım yoktur; alnım açıktır.

• Biti deve yapmak.
• Pireyi deve yapmak.

• Çok sevinçliydi. Adeta etekleri tutuşmuştu.
• Çok sevinçliydi. Adeta etekleri zil çalmıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://frum.yetkinforum.com
 
TÜRKÇE-EDEBİYAT
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
:::...-WWW.FRUM.YETKİNFORUM.COM-...::: :: EĞİTİM ÖĞRETİM & KİŞİSELGELİŞİM & İŞ DÜNYASI :: Ders & Ödev & Test-
Buraya geçin: